Meme Kistleri
Meme kistleri genellikle iyi huylu oluşumlardır ve içleri sıvıyla dolu küçük baloncuklardır. Östrojen etkisiyle meydana geldikleri düşünülür. Tek veya iki memede bir veya birden fazla sayıda olabilirler. Çoğunlukla süt kanallarından gelişen meme kistleri en sık 35-50 yaş aralığında görülür. En çok meme ağrısı ile karakterizedir. Meme kistleri aşırı şikayete sebep vermiyorsa tedavi gerektirmez. Düzenli aralıklarla kistlerin yapısı ve büyüklüğü takip edilir.
Meme kistinin belirtileri
Düzgün kenarlı, kaygan, yuvarlak veya oval şekilli ele gelen kitle, renksiz, sarı, yeşil veya koyu kahverengi renkli meme başı akıntısı, kist bölgesinde ağrı veya hassasiyet, adetten önce kitlenin belirginleşmesi ve memede hassasiyet, adet sonrasında hissedilen kitlenin küçülmesi ve meme hassasiyetinin kaybolmasıdır.
Meme kistleri boyutlarına göre mikro kistler (<2,5 cm) ve makrokistler (2,5-5 cm) olarak sınıflandırılabilir.
Meme kistlerinde tanı ve tedavi
Tanıda meme muayenesinden sonra en değerli yöntem ultrasonografidir. Makro kistlerde ultrason eşliğinde ince iğne biyopsisi yapılarak kist içeriği histopatolojik yöntemlerle incelenir ve kist türü belirlenebilir. İnce iğne aspirasyonu kistin boşaltılmasını da sağladığı için aynı zamanda tedavi edicidir. Meme kistlerinin çoğu için yeterli tedavi yöntemidir. Hasta yeni kist oluşumu açısından 6 ay gibi periyodik aralıklarla takip edilir. Diğer tedavi yöntemlerine daha nadir başvurulur. Bunlar hormon tedavisi ve nadir olgularda cerrahi yaklaşımdır.
Fibrokistik Meme Hastaliği
Fibrokistik meme hastalığı tüm dünyada kadınların yaklaşık %70’inde görülür ve en sık rastlanan iyi huylu meme hastalığıdır. Her yaşta kadında görülmekle birlikte, en sık görülme yaşı 30-50 dir. Doğum kontrol hapı kullanan ve menopoz sonrası kadınlarda fibrokistik meme hastalığı nadirdir.
Memede şişlik, ağrı, hassasiyet, ele gelen kitle en sık gözlenen yakınmadır. Adet döngüsü sırasında meydana gelen aylık östrojen ve progesteron hormon miktarlarındaki değişimler sonucunda periyodik olarak meme ağrısıyla karşılaşılır.
Fibrokistik meme değişiklikleri için risk faktörlerinin başında genetik yatkınlığın olduğu görülmekle birlikte aşırı yağlı beslenme, fazla kafeinli içecek tüketimi gibi beslenme alışkanlıkları da buna etkendir.
Fibrokistik meme başta el muayenesi ve gerekli durumlarda mamografi, ultrasonografi ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG) gibi yöntemlerle analiz edilir. Fibrokistik meme değişimi görülen kadınlarda olası bir kanserin mamografi ile teşhisi zordur. Bundan dolayı ultrasonografik görüntüleme eklenmesi gerekir. Riskli durumlarda biyopsi yapılması da uygun olacaktır.
Fibrokistik Meme ve Kanser İlişkisi
Fibrokistik meme kadınlarda en sık rastlanan iyi huylu meme hastalığıdır. Bu durum kanser riskini doğrudan yükseltmese de yoğun yapılı memede kanser oranları normal yapıya göre yüksek görülmüştür. Fibrokistik meme tanısı olan kadınların meme kanseri açısından erken teşhis ve tedavi için mutlaka düzenli takibi gerekir.
Kistler risk taşır mı
Kistler içi sıvı dolu, ince bir zarla çevrelenmiş yuvarlak oluşumlardır. Basit, kompleks ve komplike kistler olarak sınıflandırılır. Yaygın rastlanan basit kistler, altta yatan diğer oluşumların varlığını gizleyebildiğinden periyodik olarak radyolojik yöntemlerle takip edilmesi gerekir. Komplike kistlerde %2 oranında kanser gelişimi söz konusuyken, kompleks kistlerde bu oran %25 civarındadır. Bu nedenle kompleks kistlere biyopsi yapılması gerekir.
Çoğu zaman basit kistler cerrahi bir işlem gerektirmez. Kistler, ağrı ve estetik görünümde şikayete sebep oluyorsa, iğne ile boşaltılabilir. Tekrarlanması halinde cerrahi ile çıkartılır.
Fibrokistik Memede Oluşabilen Lezyonlar
Yaygın rastlanan, klasik fibrokistik memede lezyonlar tehlikeli değildir. Ancak, bu lezyonlara ek olarak bazı hastalık oluşturucu değişiklikler ve hücre çoğalma alanları gözlenmesi, meme kanserini düşündürür. Bu şüpheli lezyonlara radyolojik yöntemlerle erken tanı koyulması ve cerrahiyle çıkarılması hayat kurtarıcıdır.
Fibrokistik Memede Ağrı
Meme ağrısı, özellikle fibrokistik memesi olan kadınlarda sıktır. Tek şikayeti meme ağrısı olan hastaların %10’dan azında kanser saptanır.
Meme ağrısı her iki memede, yaygın veya belirli bölgelerde, adet öncesinde ya da düzensiz şekilde görülebilir.Bu durumlarda bir meme cerrahı tarafından fizikmuayene yapılır ve uygun görüntüleme yöntemleriyle kötü huylu bir oluşum olup olmadığı tespit edilir.
Fibrokistik Memede Cerrahi
Cerrahi olarak memeden bütün kistleri temizleme yöntemi mevcut değildir. Hastalar uygun görüntüleme yöntemleri ve meme muayenesi ile belli aralıklarla takip edilir. Memede ağrı, hassasiyet, estetik kaygılar gibi yakınmalar varsa; kist içinde ya da duvarında şüpheli oluşum varsa; meme başı akıntısı süt kanallarındaki patolojiden kaynaklanıyorsa; takip sırasında memede şüpheli oluşum tespit edilmişse cerrahi müdahale gerekli görülebilir.
Fibrokistik Memede Takip
Fibrokistik meme hastalarına, olası bir meme kanseri durumunda erken teşhis ve tedavi amacıyla 6 ay ara ile ultrasonografi önerilir.
40 yaş ve üstü hastalarda yılda bir kez mamografi de takibe eklenir. Ailede meme kanseri bulunması ve memede şüpheli lezyon varlığında takip süresi değişir. Ek olarak manyetik rezonans (MRG) inceleme de önerilebilir.
Fibroadenom
Memede en sık görülen iyi huylu tümördür. Genellikle 15-35 arası yaş arasındaki kadınlarda görülür fakat nadiren daha ileri yaşlarda da ortaya çıkabilir.
Yuvarlak, iyi sınırlı, muayenede rahatlıkla ele gelen, hareket edebilen ağrısız ve sert yumrulardır. Nadiren ağrı da olabilir. İki memede de oluşabilir.
Üreme hormonlarıyla ilgili olarak meydana geldiği düşünülmektedir. Doğurgan çağdaki kadınlarda sık rastlanır. Yağlı beslenme ve yoğun kafein tüketimi ile ilişkili olduğu da düşünülmektedir. Çok nadiren kanserleştiği görülür. Ultrasonografiyle net tanı konulabildiği gibi, rutin takiplerde boyut artışı saptandıysa kalın iğne biyopsisi ile histopatolojik inceleme yapılır. 2,5-3 cm çapında olan fibroadenomların cerrahi yöntemle çıkarılması önerilir.
Duktal Ektazi
Meme başının altında yer alan süt kanallarının genişlemesi ve kanalın sıvıyla tıkanması durumudur. Genellikle 45-55 yaştaki kadınlarda görülür.
Belirti vermeyeceği gibi meme başının altında sert kitle ile kendini gösterebilir. Açık renkli meme başı akıntısı, hassasiyet veya enfeksiyon gözlenebilir.
Sebebi tam olarak bilinmese de yaşa bağlı olarak meme dokusunun değişmesi ve sigara kullanımının neden olduğu tartışılmaktadır.
Herhangi bir tedaviye gerek duymaksızın geçebilir. Bazı durumlarda antibiyotik tedavisi ve sıcak kompres uygulamaları önerilir. Buna rağmen yakınmalar devam ederse meme başı ameliyat edilerek, bölgedeki süt kanalları çıkarılır.
Yağ Nekrozu
Belirti ve bulguları meme kanserine oldukça benzer ancak, iyi huylu bir meme tümörüdür.
Memenin yağ dokusunda gerçekleşen travma (fiziksel darbe) veya enfeksiyonlar nedeniyle oluşur. Kitle yakınında morluk, hassasiyet, deride veya meme başında çökme ve çekinti bulunabilir. Meme kanserlerinden ayırt edilebilmesi için biyopsi yapılır.
Hamartom
Meme dokusu hücrelerinin aşırı büyümesi sonucu oluşan iyi huylu meme tümörüdür. Ortalama görülme yaşı 45 civarıdır. Genç kadınlarda nadirdir. Yuvarlak, sınırları net, ele gelen yumrulardır. Kıvamı yumuşak ya da sert olabilirler. Fazla rahatsızlık verirse cerrahi yöntemle çıkarılır.
İntraduktal Papillom (IDP)
Memenin süt kanalından gelişen küçük ve iyi huylu tümördür. Salgı bezi, fibröz doku ve kan damarlarından oluşur. En sık orta yaş kadınlarda rastlanır. Sık görülme yaşı 35-55 yaşlar arasıdır.
Meme başından açık renkli ya da kanlı akıntı ve küçük yumrular intraduktal papillom belirtileri arasındadır. Fizik muayene, mamografi ve ultrasonografi ile teşhis edilir. Tedavide papillom ve süt kanalının etkilenen kısmı cerrahi olarak çıkarılır. Kanser riski biyopsi ile belirlenir, kanser bulgusu varsa uygun tedavi uygulanır.
Yağ Bezesi (Lipom)
Vücuttaki yağ dokularından gelişen, hemen cilt altında bulunan ve yavaş gelişen iyi huylu tümörlerdir. Yağ dokusu içeren herhangi bir vücut bölgesinde bu bezelerden oluşabilir. Genellikle 40-60 yaş arasında tespit edilir.
Genetik faktörlerin etyolojide etkili olduğu düşünülmektedir. Tedavisi cerrahidir. Çok ender olarak kötü huylu tümöre dönüşebilir.
Meme Enfeksiyonları
Mastit, selülit veya apse gibi enfeksiyonlar memede sıktır. Bazen cilt hastalıkları ve kanserle de karışabilir. 18-50 yaş arası kadınlarda sık olmakla birlikte çoğu zaman doğum sonrası emziren ya da sütten yeni kesilmiş kadınlarda görülür. Bu enfeksiyonlar emzirmeyle ilişkili olan ve emzirmeyle ilişkili olmayanlar olarak ikiye ayrılır.
Meme ucundaki çatlaktan meme süt kanalları boyunca yayılan bakteri veya mantarlar, meme enfeksiyonunda ana sebeptir. Tıkanmış süt kanalları, sigara alışkanlığı, stres, yanlış emzirme teknikleri, kötü beslenme, memeye baskı uygulayan kıyafetler de meme enfeksiyonlarının nedenleri arasındadır.
Mastit, ağrı, kızarıklık, hassasiyet, sertlik, meme ucunda akıntı, yüksek ateş, titreme ve halsizlikle belirti verir. Elle hissedilebilen, ağrılı hassas kitleler bulunur. Tedavi edilmeyen meme enfeksiyonları apseleşebilir. Mastitte antibiyotik tedavisi yeterli olurken, apse durumunda cerrahi drenaj şarttır.
Meme Başı Akıntıları
Meme başı akıntıları, elle sıkıldığında değil, kendiliğinden gerçekleşiyorsa altta yatan sebeplerin araştırılması gerekir. Akıntının rengi ve kanlı olup olmadığı değerlendirilir. Meme başı akıntılarının sebepleri en sık süt kanallarındaki genişleme ya da iltihaplar, hormonlar, kullanılan bazı ilaçlar, memenin iyi ve kötü huylu lezyonlarıdır.
Akıntının tek memeden olması, muayenede akıntının tek kanaldan geldiğinin gösterilmesi, berrak ya da kanlı olması kanaldaki bir lezyona işaret edebilir. Meme başı akıntıları mutlaka bir meme cerrahı tarafından değerlendirilmeli ve uygun radyolojik tetkiklerle araştırılmalıdır.