
Büyüklüğü 2-3 mm olan paratiroid bezleri, tiroid bezinin arkasında bulunur ve genellikle 2 sağda, 2 solda olmak üzere 4 adettir. Paratiroid hormonu kısaca parathormon (PTH) olarak tanımlanır. Genel sağlık durumumuz için çok önemli olan paratiroid bezlerinde bazı sorunlar (hipoparatiroidi, hiperparatiroidi gibi) yaşanabilmektedir.
-
Paratiroid Adenomu
Paratiroid adenomu, parathormonun fazla salgılanması ve bununla birlikte de kandaki kalsiyumun yüksekliğine neden olan iyi huylu tümördür. Paratiroid adenomu cerrahi yöntemlerle tedavi edilir. Bu tedavi hastalıklı paratiroid bezinin çıkarılması ve böylece kan kalsiyum oranının normale düşürülmesi prensibine dayanır. Paratiroid adenomu sebebiyle parathormonun fazla salgılanması vücudun yüksek kan kalsiyum düzeylerine maruz kalarak tüm vücut sistemlerini etkileyerek ciddi sorunlara yol açar.
Paratiroid adenomu her yaşta kadın ve erkekte rastlanabilir ancak sıklıkla ileri yaşlarda menopoz sonrası kadınlarda görülür. Nedeni tam olarak bilinmez. Paratiroid adenomu sonucunda oluşan şikayet ve bulgular nedeniyle cerrahi tedavi planlanan hastalarda öncelikle paratiroid bezlerinin konumlarının belirlenmesi ve hastalığın ortaya konması önemlidir. Paratiroid adenoma lokalizasyonunda en çok ultrasonografi ve MIBI sintigrafisi tercih edilmektedir. Adenom net lokalize edilebilirse cerrahi tedavi kolaylaşmaktadır. Bazı hastalarda paratiroid adenomunun yeri tespit edilemez. Bu durumda da tedavi süreci ertelenebilmektedir.
Paratiroid Adenomunda Tedavi
Paratiroid adenomu parathormon salgılanmasını artırır. Böylece vücuttaki kan kalsiyum seviyesi yükselir (hiperkalsemi). Hiperkalsemi, hastada kemik erimesi ve ileri dönemlerde kolay kırılması, karın ağrısı, bulantı, kusma, böbrek taşı oluşumu, mide hastalıkları, halsizlik, kabızlık, görme bozuklukları, güç kaybı, tansiyon yüksekliği gibi problemlere yol açar.
Paratiroid adenomu tanıda genellikle başka hastalıklar ile karıştırılabilmektedir. Örneğin kemik ve kas ağrıları nedeniyle romatizmal hastalıklarla, kalsiyum dengesizliğine bağlı ortaya çıkan psikolojik problemlerle karıştırılabilir. Radyolojik incelemeler teşhisi kolaylaştırır.
Paratiroid Adenomunda Cerrahi Tedavi
Paratiroid adenomunun cerrahi tedavisi tecrübeli ve özelleşmiş cerrahlar tarafından uygulanmalıdır. Ameliyat öncesinde paratiroid adenomuna kesin tanı konulmalıdır. Radyolojik tetkiklerle (ultrasonografi, sintigrafi, bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans) paratiroid adenomunun yeri tespit edildikten sonra patolojinin tam olarak ne olduğu belirlenir.
Paratiroid adenomunun ameliyat öncesi lokalize edilebildiği durumlarda öncelikle minimal invaziv girişimler tercih edilir. Sıklıkla 3 santimetrelik bir cilt kesisinden, radyonüklid haritalama ile konumu belirlenmiş olan adenom çıkarılır. Bu girişimlerde ameliyat süresi kısa ve ameliyat sonrası iyileşme süreci hızlıdır.
Minimal invazif paratiroidektomi (MİP) tecrübeli ellerde ve hasta seçiminin iyi yapıldığı durumlarda %95 oranında başarılıdır. Biyokimyasal testlerle tanı konduktan sonra ultrasonografi ve/veya sintigrafi ile tek bir paratiroid bezinde adenom olduğu gösterilebilirse o paratiroid bezi üzerinde küçük bir cilt kesisi yapılır ve adenom cerrahi olarak çıkarılır. MİP tekniğinde başarı ameliyattan önce paratiroid adenomunun başarıyla lokalize edilebilmesine bağlıdır. Bu işlemin avantajları ameliyat sonrası ağrının çok az, kozmetik sonucunun daha iyi, hastanede kalış ve işe dönme sürelerinin kısa olması ve istendiğinde lokal anestezi ile yapılabilmesidir.
Ameliyat sırasında kullanılan ROLL tekniği (radyoguided okült lezyon lokalizasyonu) MİP başarısını artıran bir diğer yöntemdir. Ameliyat sabahı ultrasonografi eşliğinde paratiroid adenomu içerisine bir enjeksiyon yapılır. Ameliyat sırasında gama prob adlı bir el aleti ile bu enjeksiyon takip edilerek direkt olarak lezyonun bulunması sağlanır. Bu yöntemle ameliyat süresi kısalmakta ve tedavi başarısı artmaktadır.
Hiperparatiroidizm tanısında gecikme olan hastalarda, ameliyat başarılı olsa bile ameliyat sonrasındaki dönemde, diğer paratiroid bezlerin bu ameliyat öncesinde baskılanmış olmalarına bağlı problemler meydana gelebilmektedir. Ameliyat sonrasında bir süre kalsiyum ve D vitamini takviyesi yapılması gerekebilir ve bu süreçte takip çok önemlidir.
Kalsiyum eksikliği ameliyat sonrasında sık görülebilir ve dudak çevresinde karıncalanma, parmak uçlarında uyuşukluk hissi ve bazen kasılma, kemiklerde ağrıya neden olabilir. Geçici kalsiyum eksikliği yaşayanlarda verilen kalsiyum ve D vitamini desteği, sıklıkla evde uygulanabilir ve hastanede yatmayı gerektirmez.
Paratiroid adenom tedavisinde ameliyat başarısı oldukça yüksektir. Çoğu hasta ameliyat günü ya da bir gün sonra hastaneden taburcu olabilir.
Paratiroid adenomunun tedavisinde nitelikli tedavi planlaması ve tedavi sürecinin başarılı bir şekilde yürütülmesi açısından deneyimli cerrahlara başvurulması büyük önem taşır.
-
Paratiroid Kanseri
Paratiroid kanseri paratiroid bezinin oldukça nadir görülen kötü huylu tümörüdür. Tüm primer hiperparatiroidi vakalarının sadece %1-3’ünü oluşturur. Hastalarda tanı esnasında genellikle kemik hastalığı, böbrek hastalığı ve hiperkalsemik kriz gibi ciddi klinik durumlar gözlenebilirken, bazı hastalarda ise herhangi bir semptom bulunmaz.
Tanıyı operasyon öncesi veya esnasında koymak çoğunlukla zor olur, paratiroid adenomuyla sıklıkla karıştırılabilir ve yetersiz cerrahi müdahale sonrasında nüksler, lokal invazyonlar, organ (karaciğer, akciğer) metastazları ve hiperkalsemik krize bağlı ölümler görülebilir. Tedavinin mutlaka bu konuda tecrübeli cerrah ve onkolog tarafından yapılması şarttır.
Boyun bölgesine radyasyon uygulamaları, bazı sporadik ve ailesel tümörler etiyolojide suçlanmakla birlikte, paratiroid karsinomlarının kesin etiyolojisi bilinmemektedir.
İletişim bilgileri ve randevu almak için lütfen tıklayın.
Tiroid fonksiyonları